İngilizce Elementary Seviye Fiil Listesi

İngilizce Elementary Seviye Fiil Listesi

A1 seviyesinde İngilizce sınavı için hazırlanmış 100 adet fiil listesi, Türkçe karşılıkları, örnek cümleler ve bu cümlelerin Türkçe açıklamalarıyla birlikte aşağıda yer almaktadır.

Fiil	Türkçesi	Örnek Cümle	Türkçe Açıklama
ask	sormak	Can I ask you a question?	Sana bir soru sorabilir miyim?
answer	cevap vermek	She answered the phone quickly.	O, telefonu hızlıca cevapladı.
be	olmak	He is a student.	O, bir öğrenci.
become	olmak (değişim)	He became a teacher last year.	Geçen yıl öğretmen oldu.
begin	başlamak	The class begins at 9 AM.	Ders sabah 9’da başlıyor.
buy	satın almak	I will buy some milk from the store.	Mağazadan biraz süt alacağım.
call	aramak	Please call me later.	Lütfen beni sonra ara.
can	yapabilmek	I can swim well.	İyi yüzebilirim.
clean	temizlemek	She cleans her room every day.	O, her gün odasını temizler.
come	gelmek	They come to school by bus.	Onlar okula otobüsle gelir.
cook	pişirmek	My mother cooks delicious food.	Annem lezzetli yemekler pişirir.
dance	dans etmek	We like to dance at parties.	Partilerde dans etmeyi severiz.
draw	çizmek	He likes to draw pictures.	Resim çizmeyi sever.
drink	içmek	She drinks coffee every morning.	O, her sabah kahve içer.
drive	sürmek	He drives to work every day.	Her gün işe arabayla gider.
eat	yemek	We eat lunch at noon.	Öğle yemeğini öğlen yeriz.
feel	hissetmek	I feel happy today.	Bugün mutlu hissediyorum.
find	bulmak	She finds her keys on the table.	Anahtarlarını masada buluyor.
forget	unutmak	Don’t forget your homework.	Ödevini unutma.
get	almak, elde etmek	I get up early every morning.	Her sabah erken kalkarım.
give	vermek	She gives him a gift on his birthday.	Ona doğum gününde bir hediye veriyor.
go	gitmek	They go to the park every weekend.	Her hafta sonu parka giderler.
have	sahip olmak	I have two brothers.	İki erkek kardeşim var.
hear	duymak	Can you hear the music?	Müziği duyabiliyor musun?
help	yardım etmek	He helps his mother with the dishes.	Bulaşıklarda annesine yardım ediyor.
hope	umut etmek	I hope you have a great day.	Harika bir gün geçirmeni umuyorum.
jump	zıplamak	The cat jumps onto the chair.	Kedi sandalyeye zıplıyor.
know	bilmek	I know the answer to this question.	Bu sorunun cevabını biliyorum.
learn	öğrenmek	We learn English at school.	Okulda İngilizce öğreniyoruz.
leave	ayrılmak	She leaves the house at 8 AM.	Sabah 8’de evden ayrılıyor.
like	sevmek	I like chocolate ice cream.	Çikolatalı dondurmayı severim.
listen	dinlemek	They listen to music in the car.	Arabada müzik dinliyorlar.
live	yaşamak	We live in a small town.	Küçük bir kasabada yaşıyoruz.
look	bakmak	Look at the beautiful sunset.	Güzel gün batımına bak.
make	yapmak	He makes breakfast for his family.	Ailesi için kahvaltı yapar.
need	ihtiyaç duymak	I need a new pencil.	Yeni bir kurşun kaleme ihtiyacım var.
open	açmak	Please open the window.	Lütfen pencereyi aç.
play	oynamak	The children play in the garden.	Çocuklar bahçede oynuyor.
read	okumak	She reads a book before bed.	Yatmadan önce kitap okur.
run	koşmak	He runs every morning.	Her sabah koşar.
say	söylemek	She says hello to everyone.	Herkese merhaba der.
see	görmek	I can see the stars at night.	Gece yıldızları görebilirim.
sell	satmak	He sells vegetables at the market.	Pazarda sebze satar.
send	göndermek	Please send me an email.	Lütfen bana bir e-posta gönder.
sit	oturmak	They sit by the fireplace.	Şöminenin yanında oturuyorlar.
sleep	uyumak	He sleeps for eight hours every night.	Her gece sekiz saat uyur.
speak	konuşmak	I speak English with my friends.	Arkadaşlarımla İngilizce konuşurum.
stand	ayakta durmak	She stands in front of the class.	Sınıfın önünde durur.
start	başlamak	The movie starts at 7 PM.	Film akşam 7’de başlıyor.
stop	durmak	The car stops at the red light.	Araba kırmızı ışıkta duruyor.
study	çalışmak	He studies English every day.	Her gün İngilizce çalışır.
take	almak	She takes the bus to school.	Okula otobüsle gider.
talk	konuşmak	We talk about our plans for the weekend.	Hafta sonu planlarımız hakkında konuşuyoruz.
teach	öğretmek	She teaches math to young children.	Küçük çocuklara matematik öğretir.
think	düşünmek	I think this is a good idea.	Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum.
try	denemek	He tries to solve the puzzle.	Bulmacayı çözmeyi deniyor.
turn	dönmek	She turns the key in the lock.	Anahtarı kilitte çevirir.
understand	anlamak	I understand the instructions.	Talimatları anlıyorum.
use	kullanmak	He uses his computer for work.	İş için bilgisayarını kullanır.
wait	beklemek	We wait for the bus every morning.	Her sabah otobüsü bekleriz.
walk	yürümek	She walks to the park every afternoon.	Her öğleden sonra parka yürür.
want	istemek	I want a new book to read.	Okumak için yeni bir kitap istiyorum.
watch	izlemek	They watch TV in the evening.	Akşamları televizyon izlerler.
work	çalışmak	He works in a bank.	Bir bankada çalışıyor.
write	yazmak	She writes a letter to her friend.	Arkadaşına bir mektup yazıyor.